Globalleşen iş dünyasında, yabancı yetenekleri işe almak veya uluslararası iş birlikleri kurmak Türkiye’deki KOBİ’ler için de giderek yaygınlaşıyor. Bu noktada karşımıza çıkan en temel hukuki gerekliliklerden biri “Oturum İzni”dir. Halk arasında ve resmiyette “İkamet Tezkeresi” olarak da bilinen bu izin, Türkiye Cumhuriyeti’nde çeşitli amaçlarla (turizm, eğitim, iş kurma, aile birleşimi vb.) 90 günden uzun süre kalmak isteyen yabancı vatandaşlar için zorunlu olan yasal belgedir. Basitçe ifade etmek gerekirse, oturum izni yabancının Türkiye’de yasal statüsünü belirleyen kimlik niteliğindedir. İşverenler ve yabancı girişimciler için bu süreci anlamak, sadece yasal uyum sağlamakla kalmaz, aynı zamanda iş süreçlerini kesintisiz yönetmek adına da büyük önem taşır.
Oturum İzni Tam Olarak Nedir ve Neden Gereklidir?
Oturum izni denilince akla tek bir belge gelse de, yabancının Türkiye’deki amacına göre altı ana türü bulunur. İş dünyasını ve KOBİ’leri en çok ilgilendiren türler şunlardır: **Kısa Dönem İkamet İzni** ve **Uzun Dönem İkamet İzni**. Kısa dönem izinler, Türkiye’de iş kuracak, ticari bağlantılar kuracak veya yurt dışından uzmanlık gerektiren bir iş için kısa süreli gelecek profesyoneller için idealdir. Genellikle bir veya iki yıllık sürelerle verilir. Uzun dönem ikamet izni ise, Türkiye’de en az sekiz yıl kesintisiz ve yasal olarak ikamet etmiş, belirli şartları yerine getiren yabancılara verilir ve işverenler için uzun vadeli yetenek planlaması yapmayı kolaylaştırır. Önemli bir ayrım ise; oturum izninin *kalış* hakkı vermesidir; *çalışma* hakkı değil. Çalışma hakkı için ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan çalışma izni alınması gerekir. Bu ayrım, işverenlerin yasal yükümlülüklerini doğru belirlemesi açısından kritiktir.
Oturum izni süreci ilk başta karmaşık görünebilir, ancak temel hukuki gereklilikleri anlamak, KOBİ’ler ve uluslararası operasyon yürüten tüm şirketler için hayati öneme sahiptir. Yabancı çalışanlarınızın Türkiye’deki yasal statülerini güvence altına almak, hem şirketinizin uyum risklerini yönetmesi hem de çalışanlarınızın ülkeye entegrasyonu açısından kritik bir adımdır. Bu süreçte doğru danışmanlık almak, zamandan ve potansiyel yasal sorunlardan tasarruf etmenizi sağlayacaktır. Türkiye’deki iş gücünüzü global yeteneklerle güçlendirirken, daima yasal mevzuata uygun hareket ettiğinizden emin olun.
-
Oturum izni almak, Türkiye’de çalışmak için yeterli midir?
Hayır, bu iki izin birbirinden tamamen farklıdır ve genelde karıştırılır. Oturum izni, yabancı bir kişinin Türkiye’de yasal olarak kalmasına izin verir. Çalışma izni ise, oturum iznine sahip olsun veya olmasın, o kişinin Türkiye’de bir işveren adına veya kendi işinde ücretli ya da ücretsiz çalışmasına izin veren belgedir. Yabancı bir personel çalıştırmak için hem oturum hem de çalışma izni gereklidir; çalışma izni genellikle oturum iznini de kapsar ancak tam tersi geçerli değildir. -
Oturum izni süresi biterse veya uzatılmazsa ne olur?
Oturum izninin süresi dolmadan, uzatma başvurusunun yapılması zorunludur. Uzatma başvuruları, iznin bitim tarihinden geriye dönük 60 gün içinde e-ikamet sistemi üzerinden yapılır. Eğer süre dolduktan sonra başvuru yaparsanız, yabancı kişinin Türkiye’deki statüsü yasa dışı duruma düşer. Bu durum, idari para cezalarına, sınır dışı edilme riskine ve gelecekteki başvurularda olumsuzluklara yol açabilir. Bu nedenle, şirketler yabancı çalışanlarının izin sürelerini titizlikle takip etmelidir.
