Bir prototipiniz var ve çalışıyor. Sıradaki adım onu sahaya indirip gerçek kullanıcıların elinde doğrulamak; kalite ve sertifikasyon sürecini tamamlayıp faturası kesilen bir ürüne dönüştürmektir. TÜBİTAK’ın 1832 ve 1833 çağrıları tam bu eşiğe odaklanır. İkisi de “ürünleştirme” der ve ikisi de kanıt ister. Fark; hangi yapıda, hangi kanıt türüyle ilerleyeceğinizdedir. Doğru kapıyı seçtiğiniz anda metnin dili, takvimin ritmi ve bütçenin mimarisi kendiliğinden yerine oturur.

Bu çağrılar bir “fikir avı” değildir. Elinizde olgun bir prototip, net bir test-doğrulama planı ve ölçülebilir başarı eşikleri olmalıdır. Kullanıcıyla doğrulanmış senaryolar, regülasyon gereksinimleri, gerekiyorsa sertifikasyon yol haritası… Bunlar broşürlük başlıklar değil, başvurunun omurgasıdır. “Hızlı, güvenli, verimli” gibi sıfatlar ancak sayıya, eşik değere ve kabul tutanağına dönüşürse ikna eder.

Yapı farklılığı kritik ayrımdır.

1832’ye bir firma tek başına da başvurabilir ortaklı olarak da. Yapı esnektir; odak ürün kalitesine, ölçeklenebilirliğe ve sertifikasyona taşımaktır.

1833’te ise platform kurgusu zorunludur. Teknoloji sağlayıcısı, kullanıcı/operatör, test-kalibrasyon ve sertifikasyon birimleri, entegrasyon/tedarik ortakları… Roller, veri ve entegrasyon akışları, saha/pilot ortamları ve kabul kriterleri platform düzeyinde tanımlanır. “Konsorsiyum kurduk” demek yetmez; ortak çalışma ritmi ve sahadaki kabul mekanizması görünür olmalıdır.

Odak farklılığı da belirgindir.

1832, çoğu zaman “genel ürünleştirme koridoru” gibi çalışır: fikri kusursuzlaştırmak, kalite güvenceyi oturtmak, sertifikasyon adımlarını takvime bağlamak ve ürün ailesi (varyantlar, paketler, lisanslanabilir modüller) perspektifini kurmak sayılabilir. Yatay çözümler 1832’de nefes alır.

1833 ise daha tematik/dikeydir: enerji, sağlık, ileri imalat gibi alanlarda sektörün kabul eşiğine hizalanmış, mevzuat diliyle konuşan, sahada görünür pilot ve kabul tutanakları olan dosyalar parıldar. Kısaca: 1832 “mükemmelleştir”, 1833 “hedef sektörde kabulü kanıtla” der.

“Peki hangisi bize uygun?” sorusunu sahada şu üç aynayla yanıtlıyoruz:

Bugün kimin masasına gidiyoruz—sektörel kabul eşiği ve saha pilotu şimdiden görünür mü?

Şu an neyi kusursuzlaştırıyoruz—çekirdek ürün kalitesi ve sertifikasyon mu, yoksa belirli bir kullanım senaryosunun sahadaki kabulü mü?

Pazar stratejimiz yatay mı dikey mi—birden fazla sektöre açılan bir platform mu, yoksa tek sektörde hızlı güven kazanma mı?

Cevaplar genelde yönü kendiliğinden işaret eder: çekirdek ve sertifikasyon ağırlıklıysa 1832; sektör kabulü ve çok aktörlü sahaysa 1833.

Sıklıkla gördüğümüz iki hata var. İlki, ürün hazır olmadan hikâyeyi ticarileşme cümleleriyle süslemek. Ürünleştirme çağrısında teknik kanıt ve kabul kriterleri yazılı değilse hikâye zayıf kalır. İkincisi, metrikleri yuvarlamak. “Daha hızlı” yerine “işlem süresini X’ten Y’ye indirmek”, “daha güvenli” yerine “arıza oranını %Z’nin altına çekmek” gibi eşikler gerekir. 1833’te buna platform ölçeğinde şeffaflık eklenir: hangi paydaş neyi, ne zaman, hangi veriyle ve hangi tutanakla teslim edecek? 1832’de de tek başınıza yürüseniz bile test-kalibrasyon, sertifikasyon, saha kurulumu ve üretim hazırlığı gerçekçi takvim ve bütçeyle görünmelidir.

Güzel taraf şu: sıralamayı stratejik kurabilirsiniz. Kimi ekipler önce 1833 ile dikeyde derin bir pilot yapıp sektör kabulünü netleştirir; ardından 1832’de ürün ailesini, üretim ve sertifikasyon hattını olgunlaştırır. Kimi ekipler tersini seçer: 1832’de kalite ve sertifikasyon çıtasını geçip 1833’te platformu genişletir. Doğru sıra, elinizdeki kanıt paketi ve hazır paydaşlara bağlıdır.

Biz Ofisus olarak dosyaya başlamadan önce resmi üç adımda sadeleştiriyoruz: bugüne kadar kanıtladıklarınızı ve yarın sahada kanıtlayacaklarınızı ortaya döküyoruz; ilk pilotun yeri–zamanı–yöntemi–kabul eşiğini netleştiriyoruz; sertifikasyon yol haritasını takvime bağlıyoruz. Platform gerekiyorsa paydaş rollerini, veri akışını ve entegrasyon ritmini baştan yazıya döküyoruz. Bu üç adım tamamlandığında 1832/1833 seçimi tartışma olmaktan çıkarak doğal bir karara dönüşüyor.

Özetle 1832, ürünü “seri üretime ve sertifikaya hazır” hâle getiren esnek koridor; tek başına da ortaklı da yürünebilir. 1833, “hedef sektörde kabulü platform üzerinden kanıtlayan” dikey

koridor; çok aktörlü yapı oyunun kuralıdır. Karar aşamasındaysanız, elinizdeki kanıtları ve hedef pazarı bizimle paylaşın; sizin dosyanıza göre hangi çağrının neden daha doğru olduğunu netleştirelim.

Doğru kanıt + doğru yapı + doğru sıra = hızlanan ticarileşme!

Arzu AYHAN

Bize Ulaşın

Danışmanlık Hizmetlerimiz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Benzer İçerikler